Haber

Şiddet, Milli Güvenlik Sorunu Olmalı

TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başkanı Şeref Malkoç, Türkiye’de kadın ve çocuklara yönelik artan şiddetin milli güvenlik sorunu haline geldiğini söyleyerek, “Kadına, çocuğa, kırılgan gruplara yönelik şiddet konusu mutlaka milli güvenlik sorunu olarak ele alınmalı ve mutlaka bu konuda devletin bütün kurumları eylem planı hazırlamalı” dedi.

DKK Başkanı Şeref Malkoç, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Malkoç, idarenin işleyişi ile ilgili vatandaştan gelen şikayetleri inceleyerek tavsiye kararları vermek üzere, TBMM’ye bağlı olarak 2016’da kurulan KDK’daki 2 dönem olan görev süresinin Aralık 2024’te sona ereceğini söyledi. Malkoç, bu dönemde 236 bin 532 yazılı başvuru aldıklarını, 78 bin 123 tavsiye kararı verdiklerini, 19 bin 199 dostane çözüm kararı vererek, vatandaşların idare ile sorunlarını dostane bir şekilde çözmeye çalıştıklarını söyledi. Malkoç, 1 milyon 312 bin 500 vatandaş ile de yüz yüze, mail ve telefon ile görüşerek dertlerini dinleyip, yardımcı olduklarını ve hukuki konularda yol gösterdiklerini kaydetti. Malkoç, bu dönemde idare ile sıkı bir ilişki kurarak, idarenin iyi yönetimine katkıda bulunduklarını söyleyerek, “Bazen verdiğimiz bir kararla idarenin uygulamaları değişti. Bundan müspet olarak on binlerce vatandaşımız olumlu etkilendi. KDK’nın kararlarına uyma oranı başlangıçta yüzde 20’lerdeyken, şimdi yüzde 80’lere çıktı. Böylece yüzbinlerce vatandaşın sorunlarını mahkemesiz çözerek yargıya destek olduk. Yılda 90 bin ile 110 bin arasında konunun yargıya intikalini önleyerek, yargının yükünü hafiflettik” diye konuştu.

Malkoç, sosyal güvenlik, adalet, cezaevleri, eğitim, yerel yönetimler, gençlik ve aile ile ilgili konularda şikayetlerin yoğunlaştığını da söyledi.

Malkoç, KDK’yı anlatmak ve tanıtmak için 81 ilde halkla buluşma toplantıları düzenlediklerini, ayrıca üniversitelerde konferanslara katıldıklarını belirtti. Malkoç, yine bu dönemde her yıl TBMM’ye sundukları yıllık raporların dışında Gazze Raporu, Türkiye’deki Suriyeliler Raporu, Covid-19 ile Mücadele Raporu, Yunanistan Sınırından Mültecilerin Geri İtilmesi Raporu, Boşanmalarda Çocuk Teslimi Raporu gibi raporlar hazırladıklarını kaydetti.

‘MGK, ŞİDDET KONUSU ÖZEL İNCELEMELİ’

Malkoç, son dönemde kadın ve çocuklara yönelik artan şiddet olaylarına ilişkin, insan hakları eylem planlarıyla ilgili ortaya konan eylem planlarının nihai denetim mekanizmalarından birinin de KDK olduğunu söyledi. Malkoç, “Kadın haklarıyla ilgili, çocuk haklarıyla ilgili 6328 sayılı yasa gereği bir arkadaşımız kadın hakları, çocuk haklarıyla ilgili konulardan sorumlu olarak çalışıyor. Türkiye’de şiddet her alanda var. Bundan en fazla etkilenen çocuklar ve kadınlar. Bu anlamda İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile görüşüyoruz. Bu konu Türkiye’nin milli güvenlik sorunlarından biri haline geldi. O açıdan ilgili kurumların, Milli Güvenlik Kurulu’nun bu şiddet konusunu özel olarak incelemesi gerektiğini şifahi olarak biz ilgili kurumlara ilettik” dedi.

Malkoç, bunun yeni bir sorun olmadığını da vurgulayarak, “Ancak gün geçtikçe artmaktadır. Şiddet konusu kadına, çocuğa, kırılgan gruplara yönelik şiddet konusu mutlaka milli güvenlik sorunu olarak ele alınmalı ve mutlaka bu konuda devletin bütün kurumları eylem planı hazırlamalı. Sadece Aile Bakanlığı’nın, kadınla ilgili kuruluşların tek başına üstesinden gelebileceği bir durum değil. Aynı şekilde uyuşturucuyla mücadele, kumar, madde bağımlılığı mutlaka güvenlik sorunu olarak Milli Güvenlik Kurulu’nda değerlendirilmeli” diye konuştu.

‘İNSANLIĞIN DİBE VURDUĞU NOKTA’

Malkoç, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına da değinerek bu konuda Gazze’de Soykırım, Gazze’de Çocuk Olmak, Gazze’de Gazeteci Olmak, Gazze’de Kadın Olmak şeklinde raporlar hazırladıklarını belirtti. Malkoç, “Gazze’de, Lübnan’da İsrail işgalini sürdürüp masum çocukları, kadınları, sivilleri katledip ambulansları vururken istediğin kadar uluslararası hukuktan bahset, insanlığın dibe vurduğu noktadır. Biz Türkiye ombudsmanlığı olarak bunu gündeme getirmeye çalışıyoruz. Bu işgaller bitecek, İsrail yöneticileri hakettiği cezaları alacak. Ama 5 yıl, 10 yıl sonra şu sorgulanacak; bu katliam yapılırken, 170 gazeteci öldürülürken dünya basını ne yaptı, bu kadar insan hakları ihlal edilirken hangi ülkenin sözcüsü bu konuyu gündeme getirdi. Biz Türkiye ombudsmanlığı olarak sınavımızı yerine getirmeye çalışıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu