Seyit Torun: “Bize milliyetçilik dersi vermeye çalışanlar aynaya baksın”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Biliyorsunuz yerellik milliyettir, yani yerellik milliyetin işi değildir derlerdi. Yerli ve milli arıyorlarsa Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine ve partisine baksınlar. Millet İttifakı’nın vatanseverliği.Bakın kimler var biliyor musunuz?’Bizim derdimiz Türk bayrağının adıyla.’Türk milleti var” diyen HÜDA PAR’lar var. ‘Federasyon için referandum yapılmalı’ diyenler var. AKP’nin vatandaşı enkaz altında bıraktığını, şimdi de deprem evlerini parayla vatandaşa sattığını kaydeden Erdoğan, ‘O evleri biz yapıp belediyeye vereceğiz’ dedi. depremzedeler ücretsiz.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Ordu İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. torun dedi ki:
“ARTIK ÜLKEYİ YÖNETMEKTE O KADAR ZAYIF Kİ NE YAPTIGINI BİLMİYOR”
“Erdoğan geçenlerde Urfa’da hayat pahalılığından, ekonomik sıkıntılardan bahsetmişti ve ‘çözeriz’ dedi. Ertesi gün ‘İstanbul’da ekonomik sıkıntı yok, yolumuza devam ediyoruz’ dedi. Ne yazık ki yalanladı. dedi dün, kafası o kadar karışık ki ülkeyi yönetmekten o kadar aciz ki ne yaptığını maalesef bilmiyor.
“BU YILIN İLK 3 AYINDA BÜTÇEDE 250 MİLYAR BORÇ VAR. SADECE MART AYINDA 47 MİLYAR LİRA ZARAR OLDU”
Tabii ki saray çevresinde bir sıkıntı yok, sarayın beslenmesinde bir sıkıntı yok ama halk çarşı ve çarşıda akıl almaz sorunlar yumağı içinde maalesef halk tatilini yapamıyor. alışveriş. Bakın geçen yılın ilk üç ayında bütçe 31 milyar fazla verdi. Bu yılın ilk üç ayında bütçe 250 milyar açık verdi. Sadece mart ayında 47 milyar lira açık vardı. Yani bütçe gelirlerimiz giderlerimizi karşılayamasa da kasanın dibi deliniyor, milletin parası hep dışarıya dökülüyor. Bir düşünün, bu hükümet bu seçimleri kazanırsa, seçimlerden sonra ülkenin durumu ne olur, hepimizin hali ne olur? Ne yazık ki Haziran gelmeden bütçeyi tamamen bozdular. İflas ettiler ve maalesef ülkeyi yoksulluğa sürüklediler.
“F-35 PROJESİNE 1.5 MİLYAR DOLAR ÖDEDİNİZ AMA SİZİ F-35 PROJESİNİN DIŞINDA AYIRDILAR”
ABD Dışişleri Bakanlığı, F-16 modernizasyon kitinin Türkiye’ye satışını onaylayarak kararı kongreye gönderdi ve kongrede onaylanırsa kitlerin modernizasyonu gerçekleşecek. Bunu sormak istiyoruz. F-35 projesi için 1.5 milyar dolar ödedin ama seni F-35 projesinden attılar. Sonra ‘Bu parayla F-16 alalım ki paramızı çarçur etmeyelim’ dediniz. Yapmadılar. Şimdi seçime 25 gün kala F-16’lara kit verecekler, seviniyorsunuz. Peki bu aklı anlamak mümkün mü, yani büyük bir iş başarmış gibi, ‘kit aldık’, ‘F-16’ları modernize ediyoruz’ diye seviniyorsunuz. Bu insanlardan 1,5 milyarını bir projeye yatırdınız. O proje ne oldu diye soruyoruz ama cevap yok. Maalesef bu milletin ödediği paralar çarçur edilmiştir. Maalesef Türkiye’yi bu duruma soktular.
“İnşallah 14 MAYIS SONRASI DEPREM MAĞDURLARIMIZA verdiğimiz sözü tutup DEPREM EVLERİNİ 1 KURUŞ ALMADAN TESLİM EDECEĞİZ”
İstanbul milletvekili adayı olan Çevre Bakanı Kurum, ‘Belediyelerinizde bedava konut yapın dağıtın’ dedi… sır değil, onları düşünün. 21 yıldır iktidardasınız, 38 milyar dolarlık deprem vergisini içtiniz. 8 defa imar affı çıkardınız. Vatandaşı enkaz altında bıraktınız, şimdi deprem evlerini para karşılığı vatandaşa satıyorsunuz, sonra ‘belediyelerinizle ucuz konut verin’ diyorsunuz, hiç mi sıkılmıyorsunuz? Sizin hiç damarınız çatladı mı hiç utanmanız yok mu? Belediyelerinizle neden bedava konut yapmıyorsunuz diye soruyorsunuz. Belediye bütçesiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin devasa bütçesiyle yarışıyorsunuz. Çok acizsiniz, çok düştünüz ama merak etmeyin Kurum milletvekili olarak şahit olacaksınız, seçilip seçilmeyeceğinizi bilmiyoruz ama o evleri biz yapıp, isteyene bedava vereceğiz. depremzedelerimiz. Bu 13. Cumhurbaşkanımızın sözüdür ve inşallah 14 Mayıs’tan sonra depremzedelerimize bu sözümüzü tutacağız ve deprem evlerini beş kuruş almadan teslim edeceğiz.
“BU KIZILAY BAŞKAN VE YÖNETİMİ NEDEN TUTUYORSUNUZ?”
Bir başkan yardımcısı var, ne dediklerini anlamak gerçekten güç. Fuat Oktay, ‘Kızılay çadır sattığı için üzgünüz. Genel Kurul’da gerekli işlemler yapılacaktır.’ Genel Kurul ne zaman yapılacak, 2025’te… Güya ülkeyi diğeri yönetiyor. Misyondan istediğini alırsın, istediğine verirsin, bakanları ağlatarak misyondan alırsın. Bu Kızılay Önderini ve yönetimini neden tutuyorsunuz? Makamınız kederin makamı değil, infazın, görev yapmanın makamıdır… Onbinlerce depremzede günlerce sokaklarda açıkta kaldı. Genel Kurul yapılacak ve gerekli işlemler yapılacaktı. O zamana kadar bu yönetime dokunmayacağız” diyor. Özür dileriz diyerek insanları kandıramazsınız. Kızılay yönetimi ile aynısınız. Tıpkı beceriksizlik gibi, güçsüzlük içindesin.
“ERDOĞAN, BELEDİYELERİMİZE SALDIRARAK SALDIRI ALTINDA İTİBARINI KAZANAMAZSIN”
Erdoğan bir konuşmasında ‘Depremde belediyeleriniz ne yaptı?’ diye sordu, biz bu konuyu tekrar gündeme getirdik ama bir kez daha Ordu’dan söylemek istiyorum. Onların görmekte gözleri, duymakta kulakları var ama zahmet etmeyin Erdoğan, enkaz altındaki prestijinizi belediyelerimize saldırarak kazanamazsınız. Belediyelerimize saldırarak kendi hatalarınızı, beceriksizliğinizi örtemezsiniz. Pandemi, yangın ve depremlerde belediyelerimiz gerçekten harika hizmetler yaptı. Büyük katkılar yaptı, sizin yapamayacağınız hizmetler yaptı. Kalkın, yatın, belediyelerimiz için dua edin, teşekkür edin. Bakın bunu bir kez daha Erdoğan’a iletmek istiyorum. Geçen gün ‘800’den fazla AK Partili belediye deprem bölgelerine 33 bin çadır ve konteyner gönderdi’ dedi. Bundan bir kez daha bahsediyorum. Görmek istersen gel hodri meydanı deprem bölgesini gezelim. Nerede çadırkent kurduğumuzu, nerede konteyner kurduğumuzu, nerelere yardım ettiğimizi bir kez daha gösterelim. Sizin gibi ayrımcı bir dil kullanmıyoruz. Orada emeği geçen AK Parti’li, CHP’li, MHP’li tüm belediyelere teşekkür ediyoruz.
“YERLİ VE MİLLİ, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN PARTİSİNE VE MİLLİ İTTİFAKI’NIN VATANÇILIĞINA BAKIRSA”
Evet ittifaklar kuruldu, seçimlere girildi. Bizi ittifak yapmakla suçlayan Erdoğan, ‘6 siyasi parti bir araya geldi, bu kadar partiyle ülke yönetilmez’ derken eleştirilerini sürdürdü. Cumhur İttifakı’na bir göz atalım, şimdi 6 parti oldular. Kimin içinde, kimlerin içinde… Hani yerlilik milliyettir derlerdi yani yerlilik milliyet işi olmaktan çıktı. Yerli ve milli arıyorlarsa Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine ve Millet İttifakı’nın vatanseverliğine baksınlar. Vatanseverliğimizi kimse sorgulayamaz. Bak, kim olduklarını biliyor musun? ‘Türk bayrağının ismiyle sorunumuz var’ diyen HÜDA PAR var. ‘Türk milleti tanımı kaldırılsın’ diyenler var. Partisinde ‘Federasyon için referandum yapılmalı’ diyenler var ama biz söylemiyoruz. Bize milliyetçilik dersi vermeye çalışanlar aynaya baksın. PKK üzerinden bizi eleştiriyorlar. PKK ile masaya kim oturuyor? Çadır mahkemelerini kim kurdu? Analiz sürecini ilan ederek ‘askerimize, polisimize karışma’ diyen kim? İmralı’dan mektubu getiren sen değil misin? Osman Öcalan’ı devlet kanalı TRT’ye çıkaran siz değil misiniz? Şimdi siz dışarıdasınız, bize terör örgütüyle görüntü vermeye çalışıyorsunuz. Buna ne vatandaşımız ne de aklı başında kimse inanmaz. İktidara geldiğimizde hain terör örgütü PKK dahil tüm terör örgütleriyle daha aktif ve daha kararlı bir çaba harcayacak, Kandil denen terör yuvasını yerle bir edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
“Şu anda ORDU TOPLAM ARAZİSİNİN YÜZDE 74’Ü VE ORMANLARIMIZIN YÜZDE 70’İ MADEN LİSANSLI, BU GÜZEL COĞRAFYADAN NE İSTERSİNİZ?“
Ordumuz 21 yıldır bu güce verdiği takviyenin karşılığını gerçekten alamadı. Hep sözler verildi, sözler verildi ama unutuldu. Ne yazık ki hiçbiri gerçekleşmedi. Sonu hayal kırıklığıydı. Şimdi büyük ihtimalle Ordu’dan gelmediğini gördü, ‘il dışından birini getirelim, bakalım, deneyelim’ dediler. İl dışından aday transfer ettiler. Ancak Ordu halkı ve sivil toplum kuruluşları bu konuda bir bildiri yayınlayarak taleplerini ilettiler ancak 80’den fazla aday bulamayınca ne yazık ki il dışından aday getirmek zorunda kaldılar. Onlara iyi şanslar. Ordu’nun yerlisi de millisi de CHP listelerinde. Şehrimizin sorunlarını, hemşehrilerimizin oylarını çözmeye talip oluyoruz. İnşallah görürsünüz, iktidara geldiğimizde bunları ispat edeceğiz. Hele şimdi milletvekili olmaya çalışan bir bakan atadılar. ‘Ordu’daki Milli Eğitim yatırımlarını 4 kat artıracağım’ diyor. Bütçe yapıldı bakanım siz bakan olduğunuz bu zamana kadar neredeydiniz? Artık adaysın, unutma, bakanlığın bitti. Şimdi adaysınız, bakanken yapmadığınız Ordu halkını seçim vaadi diye kandırmaktan utanmıyor musunuz? Ordu halkına böbürlenmekten utanmıyor musun? Ne yazık ki ordunun derdini bilmeyenler, ordunun dertlerini yüreğinde hissetmeyenler ne yazık ki böyle boş laflarla halkımızı kandırmaya çalışıyorlar. Bakın yıllarca yol sözü verdiler. Fatsa çevre yolunu 7 yıl önce mega proje olarak tanıttılar. Daha projeye başlamadılar bile. Ünye, Akkuş, Niksar yolu yeni proje yapmaya çalışıyoruz. Gürgentepe Gölköy yolu ve Fatsa İslamdağ yolu maalesef henüz tamamlanmadı. Söylemesi üzücü. Yabancı kartellerin maden sahası haline geldik. Şu anda Ordu’nun toplam arazisinin yüzde 74’ü, ormanlarımızın yüzde 70’i maden ruhsatına sahip, bu güzel coğrafyadan ne istiyorsunuz? Buraya dünyanın parasını harcasanız da bu doğayı bozduğunuzda geri getiremezsiniz… Oradan elde ettiğiniz gelirle bu doğayı riske atamazsınız. Elinizi ordudan çekin, ordunun toprağının üstü altından daha değerlidir.
“ARICILIĞIMIZ YAŞAMAKTIR”
Balıkçılarımız çile çekiyor, Büyükağız Limanı 8 yıldır tamamlanamadı. Ne yazık ki yeterli desteği alamıyorlar. Deniz kenti olmamıza rağmen yeterince yararlanamıyoruz. Arıcılığımız ölüyor. Kaçak bal giriyor, sahte bal üretiliyor, yeterli kristal şekere ulaşamıyorlar. Maliyetleri girdileri arttı ve ne yazık ki Ordu’da arıcılık bitmek üzere…
“ARTIK FINDIK KANUNUNU İŞLEVSEL HALE GETİRMELİYİZ”
Fındık en değerli geçim kaynağımızdır. Her haziranda konuşuruz, bu fındığın hali ne olacak diyoruz. Ondan sonra hiçbir şey yok. TMO müdahale etti mi, etmedi mi… Sonra ekim gelir, temelde borcu olanlar ve satma imkanı olmayanlar. Ekimden sonra gider haziran ayına kadar unutulur. Artık fındığın geleceğini kurtarmak zorundayız. Türkiye’nin geleceğini kurtaracağımız gibi fındığın da geleceğini mutlaka kurtarmalıyız. 1 yıllık, 5 yıllık, 10 yıllık, 20 yıllık planlar yapmamız lazım. Artık fındık yasasını işler hale getirmemiz gerekiyor. Artık fındığı bu ülkede stratejik bir iş olarak ilan etmeliyiz ve ne olursa olsun fındık asla 4 doların altına düşmemelidir. Bakın şu anda bahçeleri gübreleyeceğiz, veremeyiz. Yani maalesef üreticimiz şu anda bahçesini gübreleyecek durumda değil. Ayrıca 10 yıl için doğrudan gelir katkısı 170 liraya takıldı. Her şeyin maliyeti artıyor ama nedense doğrudan gelir tabanımız artmıyor. Bu hükümet fındık üreticisini unuttu, bu hükümet fındık üreticisini yok saydı. Yıllarca vatandaşlarımız, üreticilerimiz destekledi ama her yıl hüsrana uğradı. Artık bu hayal kırıklığını bitirelim. Her zaman birlikte başka bir gelecek yaratalım. Üreticimizin kazandığı, vatandaşımızın gelirinin arttığı, herkesin ömrünün uzadığı bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edelim. 14 Mayıs’ta 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın liderliğinde Türkiye’nin bugüne kadar çözülmemiş sorunlarını çözeceğimize, vatandaşlarımızı artık o beş çetenin içine sıkıştırmayacağımıza inanıyorum. “